Bayanlar için peki?

uzun sacli bir erkek olarak, 5 yilda sacim dirsek kemigime kadar geldi.

bayanlar icin biberiye, yilan yagi vs uygulanir.

(bkz: badem yağı)

badem yagı hicbi ise yaramıyo.yılan yagı bu konuda mükemmeldir.

pirinci haslayip suyunu suruyomussun. ben denemedim

arkadaşım şampuanın içine bepanthen kırıyor. (eczanede satılıyomuş)
bi de, çam terebenti koyuluyor şampuanın içine daha hızlı uzaması için.

otacının saç toniği iyi diyorlar.

saçını yağlı tut.3 günde 4 günde bi yıka.sigara içiyorsan 2 günde bir yıka

hint yağı

dax diye bi marka ve bodyshop ya da türevi biyerde üzüm çekirdekli bişey var onlar işine yarayabilir.

ben de okuyorum çok da beğeniyorum. bazen de bunu ne zaman hangi kafayla yazdım deyip gülüyorum. sırf kendime ibret olsun diye silmiyorum sdlşfksdf.

ama sırf bunun için ayrı hesap almış olman bence bi sıkıntı, kendine güvensizlik.

sdfksdf

Bende de var bu durum :) hele hele biraz kasip ayar verdiysem bir de begenildiyse sabah aksam acip acip okuyorum ne guzel yazmisim diye :)

kendine dair yalanların olabilir, şöyle ki : kendine dair her şeyden nefret etmiyorsun, kendini bazı şeylerde de fena hâlde yeterli buluyorsun. Kendini önemsiyorsun .. ki bu da güzel şey :) kendini sev, biz seni seviyoruz. ve kendini yeterli gör. biz seni yeterli görüyoruz

yalnız değilsin.
o anki ruh halimi hatırlamak için eskileri okurum, okurken eğlenirim vs...

hea normal yani. e iyi o zaman.

mxtr: sana karşı da hislerim oluştu şu an. sizin çocuğunuz olim mi la?

boş olan kadrolar :

1 adet kardeş

1 adet arkadaş

1 adet kafa ütücüsü

tercihlerini yap sen .. ben seni bi yere yerleştiricem : )))

yahu bende yazar olmak istiyorum

alkol olarak diyosanız, sek viski güzel gider. ancak atalarımızdan kalan bir çiğ yumurta miti var. ne derece doğrudur, bilemeyeceğim:)

4.bp.blogspot.com

sertab erener yeşil çay içiyomuş.

bakkalın bankayla anlaşmasına göre nakit paranın eline geçmesi 7-10 gün sürebilir. ayrıca bu para üzerinden vergi ödemesi gerekecektir.

bakkal olmazsa şöyle bi bi yöntem söyleyebilirim,
sanalpazar'da ya da sahibinden.com'da fake bi satış açın. o da kredi kartıyla alsın. sallama bi kargo no'su girersiniz. sanalpazar'da %5, sahibinden.com'da %6 komisyon kesiliyodu. en uygun siteler bunlar. sonra o para sizin hesabınıza aktarılır.

tek çekim %1.5 civarı birşey olur. ufak da bir bonus falan verebilir banka. alacağınız tutar çok yüksek değilse bakkal-çakkal yardımcı olabilir. fakat tutar yüksekse ona fatura da kesmesi gerekeceğinden yanaşmayabilir.

kuyumcuların çoğu bankalarla iyi anlaşmalara sahip ve çok az komisyon ödüyorlar. altın alış ve satışı arasındaki fark kadar kayıp yaşayarak kredi kartıyla altın alıp hemen geriye satabilirsiniz.

camekanında her kredi kartının logosu olan bir kuyumcu bul.
kredi kartından para çekmek istiyorum de.
100 tl ye 5 tl gibi bir para kesiyorlardı.

borcun durumuna göre altın al. sonra bozdur. ben 1100 tl'den 7 tl zarar ettim.

doktor yok mu etrafta? hastanenin oradan otobüs gecmiyor mu? eczaciya bu kadar güvenmen sence de yanlis degil mi?

silverdin dedigin muthis bir krem, tek gözün kör ama cildin pespembe yasamaya devam edersin.

silverdin dünyanın en gereksiz ve işe yaramaz kremidir.
iz kalmasını istemiyorsanız en kısa zamanda bir cildiyeciye gidin, o size doğru düzgün bi özel karışım ilaç yazar ya da işe yarayan bi krem verir.

yarın gidicem zaten de kör olmıyım :(

ne yarını dostum acil servis denen bir şey var. hiç bekletme bence.

çalışacağınız yer tam bizim evin oralarmış, heheheh :D en merkezi yer. gezilecek yerler; gazipaşa, atatürk caddesi ve ziyapaşa 5 dk uzağınızda. bu saydığım yerler dışında, turgut özal'da güzel mekanlar vardır oturmalık/yemelik içmelik. yol boyunca görürsünüz zaten.
onun dışında, araç varsa adnan menderes'te, dilberler sekisi'nde bir tur atılır. (adanalı'nın klasik eğlencesidir bu:) )

havuzu olan oteller tuzlu olur, ancak havuz seçeneğini kaldırırsanız, çok şahane business oteller var. mesela bi tanesi reşatbey'de, her gün önünden geçiyorum ama ismine bakmadım hiç :S

bi de, işiniz düşmedikçe çarşı ve çakmak caddesi taraflarına gitmeyin pek.

bastan sona izlemediysen normal. yoksa cok komik bi dizi

espiri anlayışımızın aynı olduğu 15 yıllık bir dostum var. o izlememiş baştan geçen birlikte izledik ben gözlerimdeki yaşı silerken o neye gülüyorsun diyordu. baştan izlemek gerek yoksa sarmıyor.

herkes senden önce izleyip anlattığı, şöyle komik böyle komik dediğinden gülmemek için şartlanmış olabilirsin, leyla ile mecnun için geçerli değil, ama bazen bende de oluyor bu, gülmek zorunda değilsin zaten gülen gülüyor, izleme bence.

ben seviyorum diziyi ama bazen ben de gülmüyorum. her bölüm güzel olmuyor, hatta sıkıcı oluyor bazen.

tam bugün sözlükteki başlığa bununla ilgili bir şey yazılmıştı.(dün oluyor tabi saat olarak) oku onu

değilsindir tabi ki. istisnasız herkese hitap eden ne olmuş ki şimdiye kadar.

birinci bölümü baştan sona izledim ve izlememeye karar verdim.
sevmedim,sevemiyorum...
yani yalnız değilsin

ben de gülemiyorum. her sahneye bi gönderme koyma çabaları falan çok kasıntı geliyor. anlamadığın bi espride "acaba burda gönderme vardı da ben mi anlamadım" diye kasılıyosun.

ilk iki sezonu çok daha komik yenilerine göre

Olay karaktrlerin tepkilerinde ve mimiklerinde bitiyor aslında. Erdal bakkalın bir şaşırması yada İsmail Abinin bir mimiği dakkalarca gülmeme sebep oluyor. Karakterleri tanıdıkça güzelleşiyor dizi.

türklerin çektikleri.

korkutucam derken sıçıp sıvayandan mı, korku ve komedi türünü harmanlayanlardan mı bahsediyorsun?

eğer ikincisi ise evil dead serisi ve gremlins olabilir.

türk yapımı şeytan'ın üstüne tanımam.

cradle of fear

hayvan mezarlığı diye bir film almıştık biz, ona çok gülmüştük. beeeeeeeee yapıyordu adam. meğersem hayvan mezarlığı değilmiş bizim aldığımız film.

shaun of dead

zombieland ve ada zombilerin düğünü; gideri olan filmler, bunlar korkudan çok eğlencelik.

ustalara saygı kuşağı:
(bkz: the evil dead)
(bkz: evil dead 2)
(bkz: army of darkness)

bilimum ed wood filmleri.

scary movie serisi. ama asla korku filmi değil, korku filmleriyle dalga geçen komedi filmleridir tabi.

bi de battle royale var takeshi kitano nun. komik olmasa da absürd ve gore.

beter böcek (bettlejuice). biraz eskidir ama benim en güldüğümdür. shaun of dead var bir de. beter böcek tekrardan çekilecekmiş galiba. kutsal damacana 1'e gülmüştüm.

türk yapımı adada düğün feci komik.

drag me to hell bilerek içine korku öğesi katılmış filmlerin başarılı bi örneği bence.

dealex son zamanlarda sıçmış durumda. aynı durum benim de başıma geldi. müşteri hizmetlerinden iletişime geç (o da ayrı bi dert), paramı ne zaman yatıracaksınız de.
paran kredi kartına yatırılıyor aynen.

ben 1 hafta bekleyip refund için ticket attım. 2 gün sonra iade geldi.

ben de bi ara bakmıştım sonra almamıştım ama bulduğum en ucuz site bu
www.e-tekinacarkozmetik.com

misspera da benim bulduğum en ucuz.

@businessmann, o siteden alış veriş yaptın mı ? güvenilir mi 45 tl diyor çok ucuz.

-torrentz genelde. arada arenatr.
-bazen direkt kapıyorum programı, bazen açık kalıyor devamlı.
-gece açık bıraktığım da oluyor.
-500-1mb arası
-film/dizi/albüm
-utorrent

seed için cevaplıyayım. masaüstü makinem açıkken her daim 10 kbps gönderiyor. genelde ikisi açık olur, mainelerden; kucakağa geleni kullanırım;)

- genel site elbette ki. btjunkie gitti, piratebay'e kaldık.
- biraz bekliyorum.
- öbürleri inene kadar
- 1 mb falan
- evet
- film, dizi, kitap
- transmission

- genel sıte kullanmıyorum hıc, ancak hıc bulamadıgım bır sey olursa sansımı denemek ıcın
- upload edıyorum ozellıkle ratıo onemlıyse ne kadar ettıgımı de dert etmıyorum zamanında da bana da gonderıldı dıye dusunuyorum hep alıp vermemek olmaz
- gunler de olabılır, haftalar da, ancak bılgısayarda yer kalmayınca sılıyorum dosyayı
- kablosuz 1, kablolu 2
- neden gereksız olsun bılgısayar calısmak ıcın var, elektrık kesılmedıkce bılgısayar kapanmaz
- neye ıhtıyac varsa fılm, oyun, kıtap
- utorrent

- tek bi sitede takılıyorum

-seeder olmuyorum kasmıyorum hiç

-500-1000 kb

- evet düşünüyorum kullanmicaksam kapıyorum gözüme batıyor

-film disko

- tabii ki de utorrent

-- utorrent 2.2.1

-- film, dizi.

-- evet. ayrıca internet kullanmıyorsam modemin açık kalmasını da gereksiz görüyorum.

-- 100-117kbps(sadece indirme için), arkaya alırsam 25-30'a çekiyorum.

-- her ne kadar istediğim kadar "seed" yapamıyor olsam da, 1mbps adsl'e göre gayet iyi "seed" yapıyorum(hızı az elbet ama süresi epey uzun oluyor genelde) misal 19.06.2010'da eklenmiş ve "seed" için tuttuğum torrent(10,3GB) var.

-- google->"aranacak şey+torrent" şeklinde bir çok şeye ulaşmaktayım. olmadı demonoid, zamunda, asiatorrents, bakabt, yine olmadı buradan soruyorum.

yanıtlar tersine...

eskiden çok film dizi vs. indiriyordum, thepiratebay ve türk sitelerini çok geziyordum, public sitelerde upload yapmıyordum, üyelikli sitelerde ratio ya dikkat ediyordum. oran olarak 2:1 genel alışkanlığımdı.
şimdilerde sadece gerekli programları ve ebookları indiriyorum, onları da nerden bulursam.
bilgisayar orda sürekli açık durmalı, şu veya bu zorunluluktan değil, kapalı durduğunda kendimi huzursuz hissediyorum.
utorrent yetiyor.

-zamunda dan indiriyorum, bulamadığım pek şey olmadı daha. spesifik şeylere bakmadım yani, genel film oyun. bulunabilecek şeyler. ama bulamazsam da demonoid'e bakarım. yine yoksa diğer türlü rapidshare v.b bakarım. nedense torrentz türevlerine güvenmiyorum.

-indirirken sınırlıyorum 10 kb/s olarak. bitince direkt iptal edioyurum. zamunda'da ratio problemi fln yok nasılsa. istesem indirirken de göndermem de o kadar da ayıp olur diye bırakıyorum.

- 1.2 mb'a kadar çıktığı oluyor bazen. ama genelde 800 civarı.

- evet kesinlikle.

- film, bazen oyun.

- utorrent.

1. yabancı filmleri torrentz'den aratıp indiriyorum. yerli dizi, yerli film, denişik şeyleri veya denişik olmadığığ halde altın torrent olan şeyleri arena-tr'den indiriyorum.

2-3. torrentz'den bulup indirdiklerimi bitince kapatıyorum, arena-tr'den indirdiklerim ratio arttırmak için upload etmemeye başlayana kadar seed'de duruyor (yerli diziler mesela, behzat ç'yi indiriyorum, o hafta seed'de duruyor, bakıyorum indiren yok kalmamış, kaldırıyorum), hele x2 falansa mümkün olduğunca kaldırmıyorum.

4. evdeki bilgisayarda 800-1000 (8 megabite kadar ve 8 megabit alıyorum), ofiste 200-300 (8 megabite kadar ve sadece 4 megabitini verdiler).

5. hayır düşünmüyorum, seed ediyor, ratio'mu arttırıyor çünkü.

6. bu aralar full hd 3d tv almanın gazıyla 3d'ye ve 1080p filme abanıyorum.

7. utorrent.

- zamunda.net'den indiriyorum her şeyi. aradığım çoğu şey bulunuyor. bulunmadığı zaman o dediğiniz genel sitelerden indiriyorum.

- eğer indirdiğim şeyi seed eden çok ise direk siliyorum, eğer az ise ben de seeder oluyorum.

- bir sonraki formata kadar.

- 800-900kb, upload 70-80 kb

- hayır

- film, müzik, program.

- utorrent

benim şahsi sıralamam Litvanya - Macaristan - Fransa oludu

okulu bilemiyorum da, litvanya çok ucuz bir ülke ama inanılmaz derecede sıkıcı. sokakta insan yok. bunalıma girersin.
macaristan hem ucuz hem de daha canlı bir ülke. fransa bu ikisinin yanında oldukça pahalı kaldığından, macaristan diyorum ben.

litvanya..

Hungary +1
Macaristan son yıllarda baya yükselişe geçti,ben de lisansüstü programına gitmeyi düşünüyorum Macaristan'da

fransaya gidersen burnundan gelebilir. hem dersleri çok zor hem de insanları :/

kesinlikle litvanya 1-2-3 hepsi litvanya olsun:D tek atar. bir arkadaşım vardı giden ünide çok memnun kalmıştı tavsiye++++

budapeşteyse macaristan yoksa vilniussa litvanya.

eğer ikisi de ne budapeşte ne vilniussa macaristan.

Macaristan halkı sıcaktır. Çoğu yönüyle bizim halkımıza benzer her ne kadar kabul etmek istemeseler de. Yemekleri de yine bizim damağımıza uygundur. Macaristan'a gittiğinde yaşayabileceğin herhangi bir sıkıntı dahi aklıma gelmiyor açıkcası.
Ayrıca ucuzdur yani maddi olarak da zorlamaz sizi. Okulla ilgili de pek bir bilgim yok ama Macaristan'ın business alanındaki ağası Corvinus'tur diye biliyorum emin olmamakla birlikte.

cevaplarınız için teşekkür ederim. fakat litvanya'da dil sorunu yaşayabilirim diye düşünüyorum ama ekonomi ve kızları bakımından baya avantajlı gelmeye başladı :)

şahsen ben doğu avrupa'ya gitmenin hiç mantıklı olmadığını düşünenlerdenim. zira hiçbir anlamı yok. hele litvanya gördüğüm en sıkıcı yerlerdendi. o yüzden kesinlikle fransa.

fransaya gitte 1 yıl uzasın :D

Pm attim sozlukten.

litvanya'ya gitme. sakın.

fransa mimari ve doğal güzellikler açısından eşi benzeri olmayan bir ülke. neredeyse her şehri, her köyü gezmeye değer; fakat fransızca bilmiyorsan bunların hiçbir değeri yok neredeyse. tabir yerindeyse göt gibi kalırsın ortada :))) ayrıca pahalı bir ülkedir; fiyatlar genellikle türkiyenin 1,5-2,5 katı arasında değişir.

bende remington s9950 var memnunum.benimki de kalın.
not: erkeğim.

bayağı araştırdım ama modelini bulamadım, baybliss de olabilir- taraklı. bi arkadaşımda var, kendisinin saçları acayip gür ve kalın telli. bununla fönlüden bile düz oluyor. ama işte modelini bilmiyorum, kenarında küçük bir tarak var.

şu eleman bi yerlerde yazmıştı nasıl ucuza gittiğini ama bulamadım şimdi;
rotalatinamerika.wordpress.com

ağız gargaraları oluyor, onlar işe yarar.
bir de sırf bu olaylar için bir ilaç var ama adını hatırlamıyorum şu anda. eczaneye gidersen onlar bilirler.
bir de sigara iyileşmeyi hızlandırıyormuş.

sigara içmiyorum evde de gargaralık bişi yok hiç, bugünlük dayaniim yarın gidiim bari eczaneye ozmn

çözümünü biliyorum.
(bkz: oral medic)
geçmiş olsun.

hocam hastalığının dünya üzerinde ki en çok görülen hastalık olduğunu biliyor muydun? (gingivit) doktora git vaktin yoksa bi kloroben gargara veya ağız spreyi al.kullan.

(bkz: piraldyne)

evde karbonat varsa sulandırıp gargara yapabilirsiniz.
daha da canice olacak ama direkt yaraya karbonat basıp ölme raddesine gelip acılar içerisinde kıvranmayı öneririm, karbonat kesin çözüm.

yuh en çok bu muymuş, degildir ya bunun gribi var üşütmesi var, ama bu da sık olabilir tabi.
@lorenzen
teşekkür ederim yarın hemen gidip oral medic alcam, geçirirse çok büyük sevaba girersiniz valla, bide buco blue die bisi varmis, o mu yener bu mu?

lorenzen de benim gibi doğruyu bulanlardan. tek ve etkili çözüm oral medic. 5 dk da geçiriyor.

bu gibi durumlarda kenacort mucizevi bi merhemdir. benim de ağzımda sık sık yara çıkar, çok memnunum bu ilaçtan.

piraldine var ağız yaraları için.

Ağız temizliğini yaptıktan sonra yatarken maydanoz çiğneyin, yutmadan yatın öylece. Sabah bir mucizeye tanıklık edebilirsiniz, bende işe yarıyor.

ağızda maydonozla uyunur mu ya, insan uyusa bile sabaha sağ cıkamaz heralde, boğulur moğulur allah korusun :/

aft benzeri yaralar mı?

ağızdaki yaralar (aftlar) genelde pek ciddi değillerdir ama aynı zamanda bir çok farklı rahatsızlığın göstergesi olabilirler. oluşum sebepleri çeşitlidir. örneğin sindirim sistemi ile ilgili olan sıkıntılar veya bağışıklık sisteminin zayıflaması ağızda yaralara neden olabilir. eğer çok sık tekrarlanmıyorsa sorun yok ama çok sık tekrarlanıyor, geçmesi uzun sürüyor ve boyut olarak da ciddi görünüyor ise doktora başvurulmalı. bunun haricinde eczaneden bununla ilgili bir merhem yada gargara isteyebilirsiniz.

çeşitli ilaçlar veya en basitinden soda (beyaz karbonat) geçici işinizi çözer. bahse konu olan yara vücütta yorgunluk stress zayıflama sonrası ortaya çıkar. ve B vitamini eksikliği nedeni ile olur. eczaneden bir B vitamini alın. 4-5 TL civarında. aşırı almayın kilo yapar. yada doktor a gidip 3 ayda bir B vitamini içeren komplez iğne yaptırabilirsiniz.

turkcell'den kim yazıp boşluk bırakıp numarayı yazıyosunuz, 2222'ye gönderiyosunuz.
bi de, 118'li numaralardan da sorgulanıyo artık ama daha pahalıdır.

ayynen öyle. başka bi şeye gerek yok.

başkaca da halletmen gereken iş yok. ek olarak diyeceğim tek şey, ermenistan'a giriş yaparken biz sefil lacivert pasaportlular herhangi bir sıkıntı yaşamazken, yeşil pasaport taşıyan arkadaşa pürüz çıkarmışlardı ve "sen gel bakayım şöyle" demişlerdi. sonradan halloldu ama biraz uğraşması gerekti. diplomatik olarak karşılıklı sıkıntı yaşanan ülkelerde "devletin temsilcisi" olarak görülen yeşil pasaport sahiplerine arıza çıkabilir diye düşünebilirsin.

--
ukala edit: "öncelikle ukalalık gereksiz bir müessese ama "tabiki" değil. (tabii ki)" demiştim mesajın başında ama gerek kalmamış artık. ha, ukalalık yine gereksiz bir müessese, o ayrı.

yurt dışına çıkış harcını yatırmayı unutma yeter:)

türk kızılayı yapmaz öyle şey ama papua yeni gine deki kuzenimin dediğine göre orda
yapıyorlarmış. zaten bozulacak diğer türlü. skt geçmeden satıp kurban derileri gibi işte bi yerlerde toplantı düzenleyip bohem kişiliklerle yiyorlar bi kısmını.. diğer kısmı da paraya çevrilip felaket anında halktan yardım toplayabilmek için yakıt oluyor sanırım. papua yeni ginede yaşasaydık üzülürdüm duruma.

evet satıyor. hastaneler, hastalar kızılay'dan hep para karşılığı kan alır.

kızılay bu ücretin kan testi vs. için kullanıldığını iddia eder lakin istedikleri rakamlar gayet yüksektir.

asla kızılay'a kan bağışı yapmayın, duyurulara cevap verin çok daha iyi.

kızılay'a 3-4 yıl önce başvurduğumuzda kan torbası başına 100 küsür tl gibi para almışlardı. bildiğin satıyorlar yani. üniversite kan merkezi yine insaflı çıkıp kan yerine kan almıştı bizlerden.

iyi para yapıyordur ama.

evet satıyor. iki sene önce 93 TL idi. ama bağış yaparsanız, 1 sene içinde siz veya sizinle aynı soyadı taşıyan bir kişi ücretsiz olarak 1 ünite kan alabiliyor.

en az 10 kere kan vermiş biri olarak önerim; senede 1 kez Kızılay'a üç kez de duyurulara kan vermenizdir.

"para ile satmaz kızılay kanı değiş tokuş yapar, bi tanıdığınıza kan ihtiyacı olduğunda kendisi kan sağlar sizden de o kadar tlep eder."

böyle bir cevap geldi başka bir yazardan. peki hemen bulamazsak ne olur? Herhalde bir esnekliği vardır. Ama örneklerde gördüğümüz kadarıyla satıyor kanı kızılay.

ben de satıyorum. a eraş pozitif kan,içeriğinde nikotinden başka bişey yok.kızılay kaça satıyorsa ben de %20 daha ucuz.ayda bi litre rahat çıkar,hayrat değil neticede fazla istemeyin.

3-4 sene önce babamla yanımızda doğru düzgün para olmadığı için vermemişlerdi kanı gecenin köründe milleti uyandırıp çağırmıştık. o günün parasıyla 400 gibi bişeydi o gün bu gündür gıcığım kızılay'a.

benden de bi soru.
kan aranıyor duyurularında kan arayanlar kızılay'a verecek paraları olmadığından mı/kızılay'a para vermek istemediklerinden mi ilan vererek kan arıyorlar?

kızılay'ın sizden istediği kanı bulamazsanız bir problem olmuyor, bir yaptırımı yok yani.

bağışcılar da kızlay a satsın o zaman.

yanlış hatırlamıyorsam satıyor. ege üniversitesinin kan bankasıyla ilgili sormuştuk aynısını hocaya biz; onlar satıyordu. gerekçe olarak o kana yapılan testler, onun saklanması hatta bazılarının özel işlemlerden (farklı kan ürünlerini ayrı ayrı hastalara kullanmak adına) geçmesi için kullanılan cihaz ve tekniklerin bedeli olduğunu söylemişlerdi.

arkadaşlar tamam halkız, halkçıyız, sosyalistiz de biraz kafayı çalıştırın yahu. kandan bahsediyorsunuz, turşudan değil. bu kanın saklandığı dolapların derecesi 3 dereceden fazla oynarsa eğer, kanın içindeki plazma ve alyuvarlar yok oluyor, çökelme gerçekleşiyor. Kanın uygun şartlarda saklanabilmesi için en az iki tane jeneratöre bağlı ve özel yalıtımlı dolaplar gerekiyor. elektrik kesildiyse ve 20 dakika boyunca jeneratör de çalışmadıysa, kapağı açılmasa bile tüm dolaptaki kan imha edilmek durumunda kalıyor. eğer imha edilmezse hastayı zehirliyip, hastayı imha edebiliyor. Yani aynı organ gibi kanın da bakımı çok zordur.

kanın pahalı olmasının bir nedeni de iktisadi durumlardır. yani arz-talep dengesidir. kan, herkesin ihtiyaç duyduğu ama herkesin bağışlamadığı/bağışlayamadığı bir sıvıdır. arz düşük, talep de yüksek olunca fiyat da yüksek oluyor.

üçüncü olarak da kızılay başkanı ne kadar işe yaramaz olsa da kızılay hala bu ülkede kan bağışlayacağınız en kaliteli yerdir.

insanların duyuru yapmasının %90 nedeni kızılay veya kan bankalarında o gruba dair kanın bulunmamasıdır. %10 ise bu kan bankalarını bilmemeleri veya paralarının yetersiz olmasıdır.

sevgili duyurucular,

öncelikle Türk Kızılayı'nın yürüttüğü faaliyetler ile ilgili olarak cevabını almak istediğiniz her türlü soruyu telefonlarınızdan 168'i tuşlayarak ücretsiz olarak arayıp sorabilir ve yanıtlarını öğrenebilirsiniz.

Konu ile ilgili olarak Türk Kızılayı gönüllü kan bağışçılarından bağış yoluyla aldığı kanı satmıyor ancak Türk Kızılayı gönüllü kan bağışçısından alınan kanın son kullanıcıya ulaşıncaya dek yapılan işlemlerin ücretini almaktadır. Bu durum sanki bağışlanan kana bir bedel biçiliyormuş gibi anlaşılıyor ya da kasıtlı olarak böyle gösterilmeye çalışılıyor.

Kan ihtiyacı olan kişinin sosyal güvenliği varsa talep edilen bedel sosyal güvenlik kurumunca karşılanıyor, haliyle hastanın haberi dahi olmuyor.

Türk Kızılayı ihtiyaç sahiplerinin sıkıntı yaşamaması için hastanelerle protokol yapıyor herhangi bir karşılığı dahi yok ancak hastaneler Türk Kızılayı ile bu protokolü yapmıyorsa Türk Kızılayı ne yapsın.

Ayrıca Türk Kızılayı'nın kan hizmetleri ile ilgili olarak yürüttüğü faaliyetlerdeki masraflarını da alması gerekiyor. Türk Kızılayı'na devlet sen yurttaki kan hizmetlerini yürütüyorsun yaptığın masraflar bu kadar, parayı hesabına geçtim demiyor.

Kısıtlı bir bütçe ile Türkiye'nin afet, kan, ilkyardım konusundaki faaliyetlerini yürütmeye çalışan Türk Kızılayı'nı da başta sözlükçüler olmak üzere kimse kar amacı güden bir ticarethane olarak görmesin.

Her zaman belirttiğim gibi Türk Kızılayı'nın mevcut durumundan memnun değilseniz, ben bu kurumu alır götürürüm diyorsanız, Türk Kızılayı tüm Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına kapısı açık bir kurumdur. Daha iyi bir konuma getirebileceğinizi düşündüğünüz Türk Kızılayı'na üye olarak işe başlayabilirsiniz.

ipad 2 den sonra apple dan soğudum concon. Ben almazdım.

1- ipad 2 şahane alettir. son derece memnunum ben aldığıma.
2- o paraya o bilgisayar hiçbir şekilde alınmaz. yarı fiyatına on kat daha iyi donanımı olan asuslar her türlü daha iyidir.

normalde cevabim bilkom'dan kazik yemek yerine amerika'dan getirt olurdu, ama fiyat amerika fiyati (1200 usd) +vergisinin yaklasik 600tl uzeri gibi gorunuyor. bilkom bu sefer kazik atmamis. (komisyoncular sahibinden.com'da en ucuz 1300 dolara satiyorlar, arada yine 600tl var, 1 yil az garantiye 600tl degmez gibime geliyor)

ancak amazon'dan satin alip bir arkadasiniza "elden" getirtirseniz 1120 dolar oluyor. 2000tl ediyor. 800-1000tl'niz cebinizde kaliyor. onun disinda aradaki fark komisyoncudan satin almaya degecek kadar degil gibi.

ipad 2 şahanedir android kullanmayan kullanıcıya göre.

ben bunun aynısının bi üst modelini kullanıyorum. şahane alet, bundan önce laptop kullanmamışım sanki.
yalnız bilkom'un soktuğu kazıktansa, abd'den getirtmek daha mantıklı. ben de abd'den getirttim. garanti vs. olayını da sorun etmiyorum, zira taş gibi alet, alıp duvardan duvara çarpmadıkça bozulmaz.

ben su makinayi almistim isim geregi mecburen mac kullanmak zorundayim
tavsiye ederim.

www.sahibinden.com

2599 a almistim. 2199 a dusmus fiyati

tata, aklın varsa.

toyota auris
20 yaşında isen audi a3

20 yaşındayım yaşıma uygun olmasıda önemli tabi

bu fiyata golf veya polo çok zor bulurum bulsam havada kaparım. Eski kasalar hariç tabi

33-34 milyara nerede adam gibi tdi golf, nerede adam gibiaudi a3. 200binde gidip boktan bir a3 veya 2006 model golf alacağına adam gibi temiz bir polo al. bana dua edersin. polo bluemotion kullanıcısı olarak konuşuyorum bu arada.

@quaestor sıfır bulamazsın ama 10-15bin kmde ikinci el polo bulursun. yeni kasadan bahsediyorum bu arada. 2010 modellerden yani.

zaten 2. el istiyorum baya eksik yazmışım :(

www.sahibinden.com

al mesela abicim sahibinden'de iki tıkladım bu çıktı mesela. daha kurcalasan bulursun.

teşekkür ederim

görüntüye mi daha çok önem veriyorsun performansa mı?
görüntü dersen, c3'ün sunroof'lu full versiyonu bayan arabası olmasına rağmen çok spor duruyor.
performans diyorsan da o paraya çok temiz polo, astra bulursun. fiesta da bi seçenek ama herkeste var yahu, baydı.

dizel focus deyip kaçıyorum.
Sakın düşük km li diye polo falan alma, poloya binilir mi dostum pisiklet gibi araba, vw istiyor isen golf üzerinde yoğunlaş. Ben olsam her türlü vw'den uzak dururum fazla nazlı arabalar üretiyor. Hyundai i30'lara'da bakabilirsin.
Not : vw sahibiyim. Ben olsam yüksek km'li dizel alıp macera yaşayacağıma benzinli alıp lpg taktırırdım. Misal 1.8 civic hb alabilirsin o paraya.
www.sahibinden.com

görüntüye sanırım :)

dizele takılma ve a3 al derim.

hyundai kağıt gibi araba. fiestayı hiç beğenmedim malzemesi çok kalitesiz geldi bana. poloya pisiklet gibi araba diyorsun sonra fiesta öneriyorsun.
gidip civic alıp lpg taktırıp ikinci sınıf insan muamelesi göreceğine (evet, ikinci sınıf. kapalı hiçbir alana giremezsin. avmlerde sıkıntı yaratır çoğunlukla) dizel, sağlam ve şık bir araba önerdim sana.
araba konusunda kimse almanların eline su dökemez bence. vw veya opel akar. güney kore malı arabalar önerip burada insanların hayatlarıyla oynamayın :P

fransız arabalarından uzak dur, kalitesiz hepsi. o kadar para polo için verilmez. dizel dersen astra focus fiesta hepsi güzel arabalar. astra dizel kullanıcısı olarak, arabayı satıp lpg yi civic almayı düşünüyorum.

Opel gm'nin arabasıdır yani alman değil bilip bilmeden konuşmamak lazım. Çok uzun süreler vw'e bindim hem de bir çok modeline, bundan emin olabilirsiniz. Alman ekolü Bmw, mercedes dir, vw sadece halk arabası üretir.

Ayrıca araba yakıtıyla insanları 2. sınıf görmek bambaşkaymış. Sikindirik b segmenti poloya az yakıyor diye 45 bin lira vermek 2. sınıflıktır o zaman benim gözümde de.

Fiestayı önermedim ben, hiç bir b segmenti arabaya binmedim binmem de. Siz b segmenti arabanız ile 1. sınıf insan olun :) Ankara'da ikamet ediyorum, buyrun gelin lpg'li aracım ile tüm avm'lere birlikte girebiliriz. Tabii poloya lpg taktırırsan herkes geri çevirir seni :)

Emin olun vw'i başkalarından dinleyecek son adam benim. O beğenmediğiniz hyundai sorunsuzlukta eline verir vw'nin. Bunu vw taksi sayısı ile hyundai taksi sayısını kıyaslayarak da görebilirsiniz.
Dediğim civic 150 hb sorunsuzluğu ile ün yapmış bir markanın göz bebeğidir, polonuz 3. yılında doğuş otomotive sizi abone ettiğinde haber verin de bir kaç tanıdık özel vw servisine yönlendireyim sizi.

Ayrıca arabaların dayanıklılıkları öyle görmekle ölçülmüyor, bakın euroncap diye bir oluşum var
i30'un sonuçları
www.euroncap.com

Ha bir de unutmadan söyleyeyim bu da çok güvenli polonuzun euroncap sonuçları, bakalım i30'dan iyi miymiş.
www.euroncap.com

Saygılar sunarım..

Seat Leon Dizel
Astra Dizel
Auris Dizel

opel araçlarını almanya'da üretmektedir. sahibi general motors olabilir. sahibinin veya ortağının general motors olması almanya'da üretim yapılmasına engel tanımaz. zaten google'da araştırırsan bu konuyu görürsün.

ayrıca ben lpg taktıranlara ikinci sınıf insan demiyorum; ikinci sınıf insan muamelesi gösteriyorlar diyorum. kimsenin insaniyetine dil uzatacak değilim. öte yandan lpg'li araçlar kapalı otoparklara alınmamalı. ya yalan söylüyorsun, ya da ankara'daki avm'lerde bir sıkıntı var. çünkü istanbul'daki bir çok avm'ye gittim ve hepsinde kontrol ediyorlardı lpg'yi.

euroncap'teki veriler 2008 ve 2009'un. içinde bulunduğumuz yıl 2012. polo 2009'da 5 yıldızı kapmış. zaten i30 ve polo farklı segmentlerde. elmayla armutu kıyaslamak gibi bir şey. ama hyundai'nin kaportası resmen yağ tenekesi. taksiciler düşük fiyata yüksek segmentte araçları tercih ediyorlar. bu yüzden fiat, hyundai gibi markaları alıyorlar. dizel accent era'yı 30-35 bin lira arası bir fiyata alırsın şu an. bir de jetta'nın fiyatlarına bak bakalım taksiciye göster hangisini alacak ?

bu adam 20 yaşında. karısı çocuğu mu var? büyük ihtimalle yok. kendisi atlayacak arabasına gezecek. istediği yere "güvenli ve ucuz" bir şekilde gidecek. araba ha b segmenti olmuş, ha c segmenti olmuş. ne fark eder? adam diyor ki: "dizel istiyorum". hala burada lpg öneriyorsun. honda'nın da dizel modeli olmadığına göre bir kere argümanın yanlış.

ben kendi kanaatime göre en makul aracı önerdim. kendi deneyimlerimden de yola çıkarak. ama bana da inanmıyorsan git hyundai i30'a bir otur içine bir göz at. malzeme kalitesini bir gözden geçir. sonra aynı şeyi başka araçlarda da yap kararını ona göre ver.

ha bir de kamuoyu yoklaması yapmak istiyorsan taksicilere değil, insanların geneline bak. dışarıya çıkıp bir bakarsan hemen 2-3 tane polo görürsün zaten. kaç tane i30 görürsün onu bilemem ama :)

polo ayrıca 2010'da yılın otomobili seçilmiş olan araçtır: www.caroftheyear.org

poloya 45 bin lirayı da kim vermiş onu da anlamadım. fiyat listesini bir gözden geçirin isterseniz :) en full paketi anca o kadardır :)))))))))

Hocam ben önerdiğim tüm arabalara bindim. Polo'ya da bindim. Evet halen bisiklet gibi olduğunu düşünüyorum. İ30'un farklı segment olması bir şey ifade etmiyor, c segmenti olmasına rağmen polo'yu daha fazla paraya satın alıyor musun ? alıyorsun. O zaman segmenti seni bağlar mı ? hayır. Arabanın (i30) güvenlik konsunda sıkıntısı var mı ? yok, euroncap'ta 5 yıldız almış.

Buyrun bu da bluemotion polo'nun fiyatı:
binekarac.vw.com.tr
41.300.

Eğer araçların almış olduğu ödüller üstünlük göstergeleri ise, ilk mesajınız da belirtiiğiniz ve önermiş olduğum için insanların hayatlarıyla oynamama sebep olan "size göre" dandik marka hyundai'nin bir otomobili

buyrun aldığı ödüller:
otomobil.milliyet.com.tr

34 tane ödül almış.

Velhasıl kelam, bazı ön yargılardan kurtulmak gerek. vw türkiye pazarında gördüğü ilgiyi hak edecek kadar iyi arabalar maalesef üretmiyor. Bunu bizzat kendi deneyimlerim ve çevremdekilerin yaşadıklarından yola çıkarak söylüyorum.
avm konusu ise yalan değil ki neden yalan söyleyeyim size ? Ayrıca Lpg'lerin güvenlik konusunda sıkıntılı olduğunu kim söylemiş ? Avrupa'da artık bir çok marka Lpg'li araç çıkartıyor. Direkt fabrika çıkışı. Hatta honda bunu Türkiye'de de yapıyor.
www.arabam.com


ha bir de unutmadan, opel kesinlikle alman değil, her şeyiyle gm'nin bir markası idi. Bir kaç sene önce el değiştirdi.
hemen örnek göstereyim
buyrun opel astra
avtovse.ru
Bu da Chevrolet astra
0.tqn.com
bu da vauxhal astra
www.yosax.com
bu da holden astra
www.fantastikresimler.net
bu da saturn astra
www.autospectator.com

Ayrıca tüm opeller almanya'da üretilmiyor. Almanya'da fabrikasının olması alman arabası olduğu anlamına gelmez, malumunuz honda'nın da Türkiye'de fabrikası var ee honda Türk arabası mı oluyor.
eyyorlamam bu kadar.
saygılar sunarım... :)

hyundai elantra isterse 344 tane ödül alsın, şu an tartıştığımız arabalar i30 ve polo. markası hyundai de olsa 50-60 milyar verdikten sonra zaten sağlam bir araba olmalı yani. hyundai i30 nerede 5 yıldız almış ben göremedim. adult occupant 4 yıldız, child occupant 3 yıldız, pedestrian 2 yıldız vermişler. genel rating'ini göremedim sitede.

opel konusunda dediklerini araştırdım ve şöyle bir cümleyle karşılaştım:

"Opel 1929'dan beri GM'ye ait olmakla birlikte Almanya'da kurulmuş ve genel merkezi Almanya'da bulunan ve Alman'ların idare ettiği (Ceo'su Hans Demant) bir Alman firmasıdır. En büyük ortağının ABD'li olması o markayı Amerikan yapmaz (bkz. Finansbank'ın en büyük hisse sahibinin NBG isimli Yunan bankası olması Finansbank'ı bir Yunan bankası yapmaz). "

yukarıdaki cümle açıklıyor sanırım durumu. adamların sloganı bile "wir leben autos" yani "otomobilleri seviyoruz". madem alman firması değil, neden sloganını almanca yapma gereği duyulmuş? madem öyle, "we love cars <3<3<3" olsaymış sloganı ?

şimdi gelelim polo bm konusuna. araba yazın 39 bin liraydı ben de o fiyata edindim. ama bu konuyla çok alakasız çünkü yukarıdaki mesajlara bakarsak ben sadece polo bm kullanıcısı olarak polo önerdiğimi söylemiştim. git polo bm al demedim. polo tdi'lar var onlardan almasını söyledim.

lpg hususunda da takdir edersin ki avrupa'daki fabrika çıkışlı lpg'ler ile ali ustanın veli ustanın veya atiker sıralı otogaz sistemlerinin taktığı lpg bir değil. ben elitist piç falan değilim yanlış anlaşılmasın :) yani "lpg'li ahahaha fakir" falan diyecek halim yok kimseye. hatta keşke fabrika çıkışlı olsa da biz de binsek. arabam piyasada en az yakan araba olmasına rağmen benzin istasyonuna her girişimde 100-150 lira bayılıyorum evlat acısı gibi oturuyor. ama güven vermiyor bana harici olarak takılan lpg'ler. şu honda ile ilgili haberi paylaşmışsın. heyecan duydum gerçekten ve honda'nın sitesine girdim ama bulamadım lpg'li model.

öyle yani usta saygı duyarım dediklerine ama vw ile hyundai'yi de aynı keseye koymam. en basitinden bir dizayn olsun, malzeme kalitesi olsun vw ile yarışamaz bence. bu arada arkadaş araba konusunda ne yaptı acaba çok merak ettim.

hocam i30'un euroncap sonuçları aşağıdaki linkte
www.euroncap.com

2008'den beri 5 yıldız.
2007'de zaten skoru 33, 35 ile 5 yıldız alınıyor.

i30'un aldığı ödüller için
www.cnnturk.com

Opel alman firması evet, ama alman firması iken ürettiği otomobiller biraz eski tarihlerde kalmış,
şöyle: assets.hemmings.com

Gerek şase gerek motor kullandıkları herşey gm'nin, kendilerine ait hiç bir şeyi yok, opeli sadece alman piyasısından pay almak için kullandıkları bir takma isim gibi düşünün. Zaten bir önceki mesajda belirtim opel adı altında çıkan arabaların başka ülkelerdeki markalarını. Sloganına gelirsek de, muhtemelen her wir'i gören "almanca oley kesin alman arabasıdır" diye düşünsün diye kullanıyorlardır. Gördüğüm kadarı ile işe de yaramış.

Ben arkadaşa ford focus al deyip kaçacaktım oysaki teessüf ederim beni lafa tuttunuz :D

hocam ford focus da arkadaşın fiyat aralığında bakıyorum sahibinden'e hep 100.000 km üstü arabalar. 100bin altı olanlar da hasarlı. alınır mı sence? 17.500 km polo dururken.

Hocam valla araçtan beklentilerine bağlı biraz.. Alınabilir, 100.000 altı tercih etmek lazım ama 100.000'de günümüz teknolojisinde motorlar için pek bir şey değil hani.. :)

tophane rıhtımında bulabilirsin.

istiklal boyunca bulunan şapkacılarda var bunlardan.

atlas pasajına bak

aklıma direkt house geldi ama türü farklı biraz.

sherlock ama kısa biraz

her dizi sorana bunu öneriyorum sherlock sherlock sherlock
manyak mıyım neyim her bölümünü 3den az izlememişimdir.
zaten 2 sezon toplam 90 dakika olmak üzere 6 bölümden oluşuyor.
bide 2 bölüm kamera arkası var.

www.dizimag.com

sherlock +1, ayrıca breaking bad. ama tümünü izlemek lazım öyle 2 sezonla olacak değil.

oz.

BREAKİNG BAD:olay hızlı ilerlemez.dram çok güzel yansıtılır.ama ilerledikçe bir adamın değişimini hayretle izlersin.1 ay önce falan başladım şu an 4.sezonun başındayım.imdb deki yerini hakediyor.


HOMELAND:bu dizide de olaylar hızlı gelişmez ama yavaş da gelişmez ,dexter gibi yani.polisiye,terör,gizli iş çevirmeler,ajanlık falan var.ben izliyorum.izlenebilir.


OZ:olaylar hapishanede geçer.izlemeye başlamadan önce ben de araştırmıştım.şu an 3.sezon bitti ve diziden gayet memnunum.dizi hapishaneden kurtulmaktan çok hapishanede hayatta kalmayı işliyor.başrol oyuncusu diyebilceğimiz kimse yok.herkese roller çok dengeli dağıtılmış.biraz hardcore dur ,şiddet,ölüm,işkence içerir.prison break gibi bir hapishane ortamı yoktur.çok sevebilirsin izlersen.


ALCATRAZ:bu sezon başlamış bir dizi .henüz 4 bölümü yayınlandı.bu diziyi de izliyorum ama şu anlık pek bir umudum yok.ama j.j abrams olduğundan dolayı takip edicem.şu an her bölümde farklı bir kişi oluyor.belki de kişileri tanıtıp ikinci sezon başlıycaklar asıl senaryoya..boş vaktin varsa izleyip sen de karar verebilirsin.

death note isimli süpersonik anime tam da bu tanıma uyuyor bence. hem de başroldeki arkadaş da biraz dexter kafasında..

vercingetorix e kesinlikle katılıyorum tüm bu dizileri izlemiş biri olarak death note u izle derim.

Touch

bende de var aynı korkudan, yıllardır da araba kullanmıyorum bu yüzden ehliyetim olmasına rağmen. gerçi bendeki korkuya yaptığım bir kaza sebep oldu. uçurum kenarından giderken, yokuş çıkarken, yokuş inerken felaket senaryoları kuruyorum sürekli. araba dediğin de her döndürdüğünde dönmüyor, tecrübeyle sabittir.

hız yapmayıp emniyet kemerini taktığınız taktirde hiç bir şeycik olmaz. tabi bariyerlere girip gövdenin ikiye ayrılma ihtimalini varsaymazsak.

onun oyun olduğunu ve sınırsız hakkınızın olduğunu, gerçekte ise tek bir şansınızın olabileceğini kavrarsanız sorun olmaz pek, dikkatli kullanırsınız.

sonuçta milyonlar kullanıyor bu aleti, siz mi kullanamayacaksınız?

tabii arabanın sorun çıkarması, başkasının hatasının kurbanı olmanız mümkün ama bunlar göze alınmayacak şeyler değil.

kaza yaptıktan sonra bir süre yaşadım benzer bir korku.
azar azar trafiğin sakin olduğu saatlerde çıkmaya başladım.
zamanla rahatlıyor insan.
hatta eğer vaktiniz ve naktiniz müsaitse drift gibi otomobilin kontrol dışına çıkarılıp kullanıldığı motorsporlarını deneyebilirsiniz.
Kendiniz kullanmasanız bile başkası kullanırken araçta olun.
Aracın kontrol edilebilirliği insana güven veriyor...
Umarım çabuk atlatırsınız...


(bkz: drift)

cok kucuk yaslarda uzun yolda araba deneyimimi mersin antalya yolunda yasamistim, yol boyunca ucurumlar su bu falan gorunce, kesinlikle ben araba kullanamam demistim ve cok korkmustum. sizin de bilinc altinizda boyle bi sey olmus olabilir. sukurler olsun 13 yildir araba kullaniyorum tek bir kazam bile yok.

bende de ehliyeti alıp trafiğe çıkamadığım zamanlarda vardı bu korku. direksiyon dersi almak istediğimi söylediğim annem, o kadar parayı verme ben sana öğretirim dedi ve boş araziye götürdü beni birkaç kere. işte o zaman araç kullanma korkum başladı. ben bu işi yapamıycam falan dedim, salladım gitti. hatta araç kullananlara hayranlıkta bakardım o dönemde.
yıllar geçti, sıkıntıdan direksiyon dersleri aldım. (korka korka gittim ilk başta), bir süre yanımda birileriyle trafiğe çıktım, şimdi yılların şöförü gibi kullanıyorum aracı.
ancak, mesela trafiğin yoğun olduğu bi yere gideceksem, benim de bir takım korkularım oluyor. ama araca oturup birkaç metre gittiğimde bütün kaygılarımı unutuyorum.
uzun lafın kısası, kendine güven ve çevrendekilerin seni desteklemesi en önemli şey bu konuda.

ilk zamanlar köprülerden geçerken sanki bariyerlere çarpıp oradan aşağı uçacakmışım gibi bi de kamyon sollarken altına girecekmişim gibi oluyordu ama tecrübe kazandıkça araba sürdüğünü bile farketmiyorsun gözünde büyütme istersen atlatacağından eminim.

pratik. bol bol pratik yapacaksın. daha ehliyetim yokken babam bana anahtarı verip de al oğlum arabayı şuraya çek diyip beni tek başıma gönderdiğinde ne yalan söyleyim heyecandan elim ayağım titriyodu. park etmesine ettim ama kaldırıma da tıklattığımı unutmuyorum :) bol bol pratik yapın yahu gitgide alışırsınız

çelik kadro olayına girme bence,

aluminyum kadro disk fren bir şeyler baksan, çok daha rahat edersin.

bütçe yüksek değilse salcano falan bak.

onun yerine bir milyon kat daha rahat olan şunlardan birini alın, yahut gidin decathlon'a deneyin işte, aman sepetli bu diye almamazlık etmeyin, konforu hoşunuza gideni alın.

www.decathlon.com.tr

@hewit: haci yol bisikleti bu, videoyu izledigine emin misin?

bisikletçi kardeşime sordum, aktarıyorum:
bu bisiklet market bisikletinin bi gömlek üstü dedi, çok iyi değilmiş. 340 lira eder ama toprak yolda çok iyi gitmezmiş. ayrıca süspanyion / amortisör bilgisini girmediklerine göre dandiktir diyo.
eğer bütçeyi biraz yükseltebilirsen salcano astro, sedano, scott, merida, kron baksın dedi.
amortisörü rst olsun. arka amortisörü olmasın, ağırlıktan başka bi şey değilmiş. gidondan kilitlemeli amortisör daha iyiymiş.
bisiklet parçalarında shimano'nun tourney dışında daha üst seviyesi olan bisikletlere yönel, örnek deodre (böyle yazılıyodu herhalde)
15 kilodan fazla olmasın. disk frenli alacaksan mekanik değil, hidrolik al.
kadro aliminyum olsun, bisikletin toplam ağırlığı 15 kiloyu geçmesin.

@osuruklu

izlemedim, izliyorum izlerken şunu yazayım, gösterdiğiniz bisiklet en alt seviyeden bir dağ bisitleti, hatta tepecik bisikleti, hiç rahat değil ve hiçbir çekiciliği yok.

vidyodaki rotalar için bile ben linkini verdiğim tipte bir bisiklet alabilirim, tabi çok kasmadan sürülecek. sıkıntı olacağını sanmıyorum, en azından sizin belirttiğinizden daha kötü bir performans göstermesi söz konusu değil. o tip bir bisiklete binmediyseniz, başta gidonu garip gelecek o kadar.

illa dağ bisikleti alacaksanız, decathlon için en azından 5.2 alın derim, ancak o da 600 lira civarında olsa gerek. ben geçen sene 600 liraykan 5.3 alayım dedim, sonra fiyatlar uçunca içime oturdu, kısmet.

@hewit: kucuklugumde cift kadro bisan'im vardi, aliskinim yani o gidona :)

@black sabahat: ikinize de tesekkur ederim ama benim aradigim, arasira kafama eserse kullanacagim bir bisiklet. fiyat konusunda fazla cikamam, zaten ilerisi icin de dusunmuyorum. 1 sene idare etsin yeter. bir de bunun amostisoru yok herhalde, ondan yazmamislardir.

evet

0-6 ay arası 2 hafta
6 aydan 1,5 yıla 4 hafta
1,5 yıl 3 yıl arası 6 hafta
3 yıldan fazla çalışmışsan o iş yerinde 8 hafta önceden ihbarda bulunması lazım feshi. eğer bulunmazsa bu süreler tutarında tazminat alırsın. bunun orada ne kadar çalışmış olmanla ilgisi yok.

1 sene dolma muhabbeti kıdem tazminatına hak kazanmak içindir. işten haksız yere çıkarılıyorsan kötü niyetle fesih tazminatı maaşın 4 katı tutarında tazminattı yanlış hatırlamıyorsam. iş kanunun ilk 22 maddesi size yardımcı olur, okunaklı ve anlaşılırdır.

@pomolilik: ihbarda bulunma demişsiniz de, eğer çalışan kontratlıysa, yani belirtilen süre sonunda işten çıkarılacağı belliyse, tazminat talep edemiyor mu?

tabi eğer belirli süreli iş sözleşmesi yapılmışsa çıkartılırken ihbar tazminatı alamaz.

md formulations kesinlikle. 70 lira falandı en son ama gerçekten kaliteli. yağlı değil. tavsiye ederim.

doğal olması sebebiyle, babe. nette 35 liraya bulmuştum, eczanelerde daha pahalı.

avene marka, pahalıdır ama yalnızca eczanelerde satılır, fransız malıdır, hayvan dostudur (hayvan deneylerinde rol almaz yani), kremleri çok iyidir.

Solante nin "Solante İrrita Lotion Spf 50" sizin için spesifik kremdir.

bioderma da kalitelidir.

metro turizmin otobüs seferleri var sanırım. ben niyetlenmiştim bir ara, oradan aklımda kalmış. denemiş değilim. 100 lira falandı.

söylentiler doğru.
otobüs var, yalnız metro'yu tavsiye etmem, daha küçük ama metro'dan iyi şirketleri öneririm. arkadaşın dediği gibi, 100 kaat.

www.filmifullizle.netşgeldiniz-2011.jpg
mi acaba?

üf, link atamadım bi türlü ama bulmuşsun zaten :)

www.imdb.com ?
istesek aynı anda yazamayız yalnız 31.01.12 22:00:41 :)

almanya diye bısı cımıstı yazın

Site türkiye'ye gönderim yapıyormuş oradan da alabilirsiniz

bunu bulamazsanız, biraz benzeri inci'de var. bağcıklı ve topuğu biraz daha kısa, yine siyah süet.

www.amazon.com

biraz yaklaştım sanırım. azarlama beni de yazmış olmak için yazmadım.

sucuklarlapisirmekseniyumurtayapamazki, o ayakkabı burda yok.
ozmania, bulduğun ayakkabı modeli rezalet bişey. benimkiyle alakası yok.

deichmann'da buna benzer ayakkabılar var. kış sezonunu kaldırmamışlardır umarım.

geülbağda yerel bi ayakkabıcıda aynısı var

1.Burnout paradise, iyiydi evet ama eskidi sanki
2.COD MW3 candır

COD4, COD MW ise, MW2'yi ardından da MW3'ü oynayabilirsin. Hepsi film tadında, bir birleriyle ilişkili.

nfs the run yerine need for speed hot pursuit daha iyiydi bana göre. cod mw3 standart bi cod oyunu, ne eksik ne fazla.

colin mcrae rally 2 hala oynarım. tavsiye de eederim

2- indir. alter mw3 çıktı, beleş oynayabilirsin. sitesine üye olmak gerekiyor sadece.
cod 4'ten kat kat güzel.

Lotus Espirit Turbo Challange.

Arko

body shop'un deniz mineralli kremleri biraz pahalı olsa da çok güzel hem de doğal.
ayrıca babe'nin güneş koruyucusu gayet iyidir :)

Benim bahsettiğim arko, mahalle bakkalına sorsan verir cinsinden. Etkilidir ama o ayrı .. Surata meymenet verir.

edit: arkoyla büyüyen nesil arko'ya ihanet etmeyecektir :)

la roche posay
avene
md formulationsercih

paraben içermeyen nemlendiricileri et. tsb den filan da uzak dur.

dilinle ittir muntazaman.

dişlerin arka tarafından ınce bi tel takılıyor onunla dısler duzelıyor fakat o hep orda kalıyo sanırım ama dısardan hıc bellı olmuyor o tel

diş teli neden çirkin görünsün? sırf imaj için takanlar biliyorum.
dişlerin arka tarafına takılan teller de var ama o kadar uğraşacağına, bir süre normal tek tak, hayatın boyunca düzgün dişlerin olsun. kendini bu fikre alıştırman yeter.
ayrıca, dişlerin o kadar da bozuk değilse tedavi kısa sürer hem.

love and other drugs'ı beğenmedim. tavsiyem real steel güzel bir filmdi. üzerine bin tane felsefe üretmeyeceğiniz ama zaman kaybı da olmayacak, hoş vakit geçirmelik bir film. tavsiye ederim. erkek olduğunuzu varsaydım tabi.

crazy stupid love ı izle çıplak güzel vucutlu adamlar var

bütün filmleri inceledim, 3 idiots diyorum. hatta çok beğendim, ben de indiriyorum şimdi :)

(bkz: Mafia)

Fifa 12

Portal
Portal 2

GTA serisi.

hard truck, fm

League of legend

Sims

braid
psychonauts

Dragon Age

Bastion (SP)
Battlefield 3 (SP) (MP)
Bioshock (SP)
Bioshock 2 (SP) (MP)
Batman Arkham Asylum (SP)
Batman Arkham City (SP)
Bulletstorm (SP) (CO-OP)
Colin McRae Dirt 2 (SP) (MP)
Dead Space (SP)
Dead Space 2 (SP) (MP)
F1 2011 (SP) (MP)
Frozen Synapse (SP)
Hard Reset (SP)
Jamestown (SP)
Kane and Lynch: Dead Men (SP) (CO-OP)
Kane and Lynch 2: Dog Days (SP) (MP)
Mafia 2(SP)
Medal of Honor (2010 remake i olan) (SP)(MP)
Need for Speed Shift 2 Unleashed (SP) (MP)
Portal (SP)
Portal 2 (SP (CO-OP)
Prototype (SP)
Singularity (SP)
Torchlight (SP)
Trine (SP)
Trine 2 (SP) (CO-OP)
Q.U.B.E (SP)

*(SP)=Singleplayer
*(MP)=Multiplayer
*(CO-OP)=Co-operative

Hepsini de oynamış biri olarak seninde oynamanı tavsiye ederim.

selam, yazınızı sonuna kadar tam olarak okudum.

mekan sahibinin eleştirisini silmeniz ama sizin uzun paragraflarla cevap yazmanız, sizi agresif ve haksız , mekan sahibini ise mağdur olarak gösterebilir. Tarafsız olarak baktığımda ben de böyle bir hissiyat oluştu. Keşke mekan sahibinin yazısını silmeseydiniz, yazdığı yazıyı görebilseydik sizin haklılığınızı ve cevaplarınızdaki üslübbun sebebini daha net seçebilirdik.

bu arada ben de valelerin aldığı o fiks ücretten nefret ederim, allahtan siz ankara'da şanslısınız, istanbul'da 20 TL dir :)

bir de , mahkemelik hiç bir nokta göremedim ben. ne hakaret, ne iftira ne de alçaltıcı küçük düşürücü bir laf göremedim .

@sayinseyirciler: yazı çok uzun. üşenmeyip, okuduğunuz için teşekkür ederim. yorumu da ekliyorum öyleyse.

cevaplarınızı bekliyorum arkadaşlar.

belli ki işletmecisi (ya da o yorumu kim yapmışsa) profesyonellikten uzak birisiymiş. yazınızda mahkemeye verilmelik bir şey bulamadım ben de. sözlüğe çok daha ağırları yazılıyor bazı mekanlar için ama size blogunuzdan ulaşma şansı olduğu için gözünüzü korkutup, olumsuz eleştirileri içeren yazının başkalarına ulaşmasını engellemek istemiş işte. avukat değilim ama bir şey olacağını sanmıyorum.

hem yazınızı hem de hanımefendinin yorumunu okudum.
açıkçası ben de mahkemeye verilecek bir yanı olduğunu düşünmüyorum yazınızın. (avukat değilim.) kaldı ki siz mekanı ağır bir dille kötülememişsiniz ya da "sakın gitmeyin, kazıklıyorlar." vb. gibi şeyler yazmamışsınız. ayrıca hanımefendi internetin silah olduğundan bahsetmiş de, siz yazınızda mekanın mükemmel olduğunu yazsaydınız eminim ki internet hiç de öyle silah falan olmayacaktı.

yazıda hiçbir şey yok, gayet normal bi üslup ancak teyzenin yoruma koptum. bence teyzenin yorumunu ayrı bi post yapın, rezil olsun.

'pirim' yazmış bi de. ilkokul terk.

dayanamıyorum 3. edit: bence sizin onu tehdit etmeniz lazım, direkt hakaret etmilş teyze. evet evet, ona ayrı post yazın da aklı başına gelsin.

ah şu yazdıklarınızı o yazının altına yorum olarak atsanız ne güzel olurdu. böylece haddini bilmeyen insanlara nadir de olsa haddini bildirmiş olurduk.

teyze duygusala bağlamış. ciddi bir durum yok ortada bence.

teyze demeyin çok sinirleniyor:P adının yanına parantez içerisinde teyze filan yazmış sinirden :)

mac filtresi olup olmadığını da kontrol et modem arayüzünden.

location kısmında şirket v.s için oluşturduğunuz bir profil var mı? system preferences>network içinde dhcp ile mi ip alma seçilmiş yoksa elle ip mi verilmiş?

@cakabo: modem arayüzüne giremiyoruz, kablo yok :/
@ned flanders: using dhcp diyor..

spotlight'a terminal yazıp enter a basin akabinde sunu yazın ping 8.8.8.8 gelen yanıtı yapıştırırsanız ona göre yorum yapayım.

request timeout bla bla
64 bytes from 8.8.8.8: icmp_seq vs. diyor paso...

timeout ise birde traceroute 8.8.8.8 yazıp bu sefer tüm pencereyi paste eder misiniz?

öbür dediğinizde flood etmişti resmen, bunda sadece 12 satır yazıyor, o da şu:
traceroute to 8.8.8.8 (8.8.8.8), 64 hops max, 52 byte packets
1 192.168.2.1 (192.168.2.1) 6.109 ms 6.643 ms 5.534 ms
2 95.8.180.1 (95.8.180.1) 141.853 ms 83.109 ms 56.924 ms
3 * * *
4 81.212.222.61 (81.212.222.61) 68.680 ms 83.700 ms 49.178 ms
5 212.156.109.49 (212.156.109.49) 69.388 ms 208.836 ms 121.102 ms
6 212.156.102.5 (212.156.102.5) 170.986 ms 853.496 ms 120.477 ms
7 212.156.102.14 (212.156.102.14) 161.979 ms 199.742 ms 170.139 ms
8 209.85.254.250 (209.85.254.250) 189.650 ms 291.770 ms
209.85.254.92 (209.85.254.92) 194.316 ms
9 209.85.255.70 (209.85.255.70) 189.584 ms
209.85.255.60 (209.85.255.60) 547.184 ms
209.85.255.74 (209.85.255.74) 271.772 ms
10 216.239.49.36 (216.239.49.36) 443.567 ms
216.239.49.30 (216.239.49.30) 226.116 ms 687.015 ms
11 * 209.85.255.130 (209.85.255.130) 420.014 ms *
12 8.8.8.8 (8.8.8.8) 322.564 ms 203.465 ms 195.974 ms

gönderdiğiniz bilgiye dayanarak aslında internete erişiminiz olduğunu söyleyebilirim. Network anlamında bir sıkıntı yok gibi zira google sunucusuna kadar ulaşmışsınız dolayısıyla modemi v.s geçmişsiniz mac filter gibi bir durum zaten yok. Sorun browser yada dns kaynaklı olabilir kanımca. System pref>network>advanced>dns kısmına 8.8.8.8 ve 8.8.4.4 adreslerini ekleyip birde bu şekilde dener misiniz?

dediğinizi yaptım, nete girdi!! çok teşekkür ederim :D

Aslında Macbook Air sana daha uygunmuş ama almışsın artık, güle güle kullan.

Başlangıçta açılan programlar derken dock'u kastediyor olabilir misin? Yoksa otomatik olarak bir şeyler mi açılıyor? (Eğer dock ise system preferences>dock)

Dil için system preferences>international'dan ayarlayabilirsin.

Cmd+t ile yapabilirsin.

Mozilla güzel, ben de yıllardır Safari yerine Mozilla'yı tercih ediyorum. Güngellemeleri dışında bir sıkıntısı yok.

Klavye için; system preferences>international>input menu (buradan aşağı inip seçeceksin)

dock'taki şeyleri yok etmek için tıklayıp sürükle herhangi bi yere, bulutumsu bi şey çıkıyo yok oluyolar zaten. dock'a bi şey koymak için de applications klasörünü bul spotlight'tan (yukardaki arama şeysi) ordan istediğin application'ı dock'a sürükle çıkıcak orada.

herkese tesekkur ettim,
ctrl+t'den kastim, bi sayfayi baska tarayicida acmakti. diger laptop'ta sag-sol mouse tuslariyla yapardik ya, onu diyorum...

sag tus: ayarlardan trackpad ayarlarina gir. orada touchpad'i nasil kullanacagini animasyonlarla gosteriyor, hepsine bak istediklerini (sag tus mesela) aktiflestir.
altini cizme/duzeltme: edit menusunde spelling and grammar'dan check spelling ayarlarini kapat

torrent icin transmission tavsiye ederim. bol ayar istiyorsan vuze var ama kaynak yiyor.
film izlemek icin vlc. ayrica perian kurarsan quicktime daha cok codec acabilmeye baslar. "mplayer osx extended" diye bisey var herkes memnun ben daha denemedim, vlc yerine onu deneyebilirsin.

login items dogru yer, orada listelenen uygulamalar baslangicta calisir. bunun disinda, sistemin lion ise (yani OSX 10.7.* ise, elma menusunden ilk secenek olan about'a girip ogrenebilirsin) bilgisayari kapadiginda acik olan programlari baslangicta yeniden aciyor. bu ozelligi kapamanin yolu var mi bilmiyorum.

dock ayarlarini kurcala, ben dock'u solda kullaniyorum ve apple'in default programlarini filan kaldirdim oradan, sadece kendi kullandigim uygulamalar duruyor dock'ta. cok kullanisli boyle. (finder'dan applications'a girerek program listesini gorebilirsin zaten, ya da spotlight var cmd+space'e basinca cikan arama kutusu, oraya yaziyosun programin bas harflerini calistiriyor...)

ek- onun adi mozilla degil firefox :)

kilometreyle oynanmistir.

km için orijinal olduğunu söylediler yarın servise gideriz zaten onun dışında bildiğiniz duyduğunuz bir şeyler yok mu bir de x line serisinde abs yok mu ?

Sürücüsü kadın olabilir. Etrafımda çok var 5 yılda 35-40 bin km ancak yapabilen. Onun dışında spesifik olarak bu model hakkında bir şey söyleyemesem de Peugeot 206 az yakan bir araç, şehiriçi için ideal. Fiyatı da çok normal km'ye göre.

@gzg dediğin gibi kadın sürücü ve az kullanmışlar.

gri olan daha guzel 2. diyorum

ikisi de kötü.
ikincisi kötünün iyisi.

ikincisini beğendim ben.

illa bu ikisi arasında seçim yapacaksan eğer ikincisi.
mecbur değilsen alma. hoş değil bence.

ikinci daha iyi

2.

ikisi de apaçi stayla (bol cepli)
amma illa alınacaksa 2.

yeni modamız da her şeye apaçi işi demek :)

2. mont daha giyilebilir duruyor. ama montlar kumaşından mıdır nedir çok ucuz ve kalitesiz duruyorlar.

kumaslar cok kalitesiz. kollar kalıp gibi rahatsız eder.

ikisi de çok kötü. çok mu ucuz? çok çok ucuz değillerse alma bence. alacaksan da 2.

2. aldım

iyi sanslar..

Gecmis olsun

İyi bir tercih yapmışsın ameliyat olarak. Şimdiden geçmiş olsun, bir çok sıkıntıdan kurtulacaksın.

umarım gireceğin ilk ve son hemoroid ameliyatı olur. nitekim nükseden bir hastalık. nüksetmezse şanslısın.

edit: bu konudaki en iyi doktorlardan birinin mevlüt topbaş (mecidiyeköy kadıoğlu hastanesi) olduğu da aklında olsun. nüksederse ona gidersin.

7 yaşındayken bademcik ameliyatı olmuştum ben. lokal anestezi. yani bilincim köküne kadar yerindeyken boğazıma bi sürü bıçak sokup kart kurt kesmişlerdi boğazımdan bişileri. 17 yıl geçmiş a.q siktir et o yüzden, geçen zaman her şeyden daha sinir bozucu

geçmiş olsun. daha önce narkoz aldın mı bilmiyorum ama uyandığında ( acıyı saymazsak) çok güzel dakikalar yaşayacaksın. en azından bende öyle oluyordu. paket yapıp eve götürmek istiyor insan onu.

ben de pazartesi ameliyat oluyorum. gecmis olsun simdiden..

ben oldum geçti bitti şimdi çok iyiyim sağlığına bir an önce kavuşman dileğiyle bol şanslar...

bayılmak çok güzeldi, ayılmak bok gibiydi

whereisthecool.com

lookbook.nu

www.lovesfromfashion.com

kardeşim geçen gün almış bana, henüz elime geçmedi ama güzel bir şeye benziyor.
en güzel kitap olmasa da güzel bir alternatif diye düşünüyorum;

www.idefix.com

edit: bu da başka bir tane: www.idefix.com

kes-sin-lik-le: ayn rand-the fountainhead!!
üstüne tanımam!

üniversite ilk senemde okumuştum bu kitabı, keşke mimar olsaymışım dedim, o derece.

fountainhead +1

kaç senelik mimar olduğuna bağlı.. ben Doğan Kuban kitaplarını öneririm. İstanbul Yazıları mesela.. ya da Divriği Mucizesi.

Bir de bulabilirsen Azra Erhat Mitoloji Sözlüğü enfestir, ama yeni baskısı var mı bilmiyorum..

sayın sabahat, bursa'dan gidişte bu elemanları hiç kullanmadım, dönüşlerde de pestilim çıkmış vaziyette iki seksen yatarak geldiğim için nasıl adamlar, nasıl getiriyorlar hiç bir fikrim yok. ama kapıdan alıp terminale getirmeleri şahane, onu biliyorum:) benim denemelerimde 7-8 kişi filandık. belki ben uyuduktan sonra doluyordur ama tam dolu olmadığını biliyorum. nilüfer in vardı galiba servisi galiba ama uzak dur derim, ya kaldırmışlardır ya da olduğu halde yolcu yok diye servis kaldırmazlar. sonra taksiye 50 papel. bence de 1'e bin. feribot iptal olabilir, hatta yalova'dan önce ki rampaya(ismi aklıma gelmedi şimdi) dahi zor tırmanabilirsiniz. ben şöyle yapardım, 8-9-10 gibi filan bir kaç kez arardım, yer durumunu sormak için ve yapmazlar ama uzaklığından dolayı bilet alamıyorum bana bir tane ayırın filan derdim. tabi okullar tatil olduğu için doluluk zirvede olabilir bu hafta, ona göre davranmak lazım. hepsini geç ben biraz takıntılıyım, 11'de binerdim, ohh kafa rahat,(raylı sistem veya metrobüs olmadıkça erken yol alma olayını abartırım) limanda takılırdım.

bunlar bilet satmıyorlar mı?

www.akmisseyahat.com

yok, sadece terminal'de ve fomara'da satılıyomuş..

misspera iyi. çok da hızlılar.

misspera

forum.donanimhaber.com
komik fiyatlara 7 tane parfüm aldım, hepsi süper. kesinlikle tavsiye ederim.

body shop'unkini bilmiyorum ama bi ara avon soft musk kullanmıştım. çok feci ağır bi koku, midem kalkıyodu.
kalıcılık konusunda da bi şey söylememe gerek yok, avon kokusu sonuçta.

istemedi ama alakasız bişi çıktı :) saol yinede

mesela;
www.albumiste.com

Taksimde bulabilirsin atlas ve halep pasajında olma olasılığı yüksek.

fantzi giyim vs satan yerlerde bulabilirsin. sexshoplarda da olabilir belki

gotik giysiler satan yerlerde olur. kadıköyde alkım'ın orda var bi tane. sor istersen. çünkü böyle dantelli kısa eldiven gördüm orada. uzunu da vardır belki.

ben gittigidiyordan almıştım

atlas mıydı halep miydi hatırlamıyorum, kostüm gibi şeyler satan bi dükkan var, orda var bunlardan, gözlerimlen gördüm.

köstebek, gargamel ve o tarz yerlerde yığınla bulursun.

orta büyüklükte bi şehir. büyük şehirlere alışan biri için sıkıcı gelebilir. romanya'nın en yaşanılası yeri bükreş bence. romanya çok güzel bi ülke ayrıca, insanları şahane, fiyatlar pahalı değil. mis.

ben iki hafta kadar kaldım bu şehirde, minik sempatik bir şehir; bizim organizasyon nedeniyle eğlencesi boldu ama şehirden bağımsız olabilir bu. bir de ben ordayken şehre ayı inmiş turist yemişti. yakınında dracula'nın kalesi falan da var. kiliseleri var güzel; dereler var gezmelik.

romanya ise genel olarak türkiye'ye benziyor bence, bim ve trafik yok sadece.

lilakutu tabii ki. bi blog'lara bak istersen, vanilya club doğru düzgün bi şey göndermiyor. kimse memnun kalmamış. lilakutu daha zengin.
glossybox'a türkiye'den üye olsan bile malum yasaktan dolayı türkiye'ye gelmez ürünler. ama onun türkiye versiyonu yapım aşamasında.

glossybox'un türkiye sitesinden newslettera üyelik alıyorlar açılınca bildirmek için.. ben lilakutu'yu tercih ettim.

rock fm i seviyorum. özellikle hafta içi 17 20 arasında yayın yapan arka koltuk diye bir program var , metehan mert çakır sunuyor. çok leziz şarkılar yazıyor.

radyo 3 kesinlikle. klasik müzik ağırlıklı ama her türlü müzik çalınıyor.

www.powerxl.com.tr

radyo 3
rock fm

sourberry

rock fm için şunu diyebilirim
www.eksisozluk.com
onun dışında
(bkz: radyo eksen)
(bkz: açık radyo)

(bkz: ankara çağdaş sanat radyosu)

www.acsradyo.com

(bkz: digitally imported)

Slovtürk asla şasmam

uludağ fm

www.uludagfm.com.tr

fenomen

Geveze varsa virgin radio
ilker gumusoluk varsa radyo karma turk
Ayrica radyo eksen

akşam power fm, cenk erdem saatinde.
sabah virgin.
diğer saatlerde karışık ama genelde virgin, ntvradyo ve trthaber radyo.

eksen, rock fm, açık radyo ve halet-i ruhiyeye göre de radyo alaturka.